T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
BİTLİS / TATVAN - Yoncabaşı Ortaokulu

Haberler

Kas

Tarih  3 Kasım 1928... Latin Harflerinin kabulü ile başlayan bir süreci sizlere anlatacağım...

Bu tarihten önce Osmanlı Devletinden miras kalan eğitim anlayışında arap ve fars harflerinin karışımı harfleri kullanılıyordu. Toplumda okuma yazma oranı resmi verilere göre %10'du ancak gerçek bu oranın çok ama çok gerisindeydi. Öğrenmesi ve öğretmesi zor olan bu sistemin yerine daha modern bir anlayışın gelmesi elzemdi.

Bu açığıda en iyi şekilde kapatacak ve modern dünyaya adapte olabilmemizi sağlayacak olan Latin Harfleriydi...

Mustafa Kemal ATATÜRK'ün liderliğinde eski sistemin yerine bu yeni harf sistemi kabul edildi.

Harf sisteminin değişmesinin tek başına yeterli olmayacağı belliydi. Modern dünyaya uyum sağlamak için eğitim seferberliğinin başlatılması gerekiyordu. 

24 Kasım 1928 tarihinde İstanbul Gülhane Parkında Atatürk tarafından yeni harf ve eğitim sistemi halka tanıtıldı. Bu tarih itibari ile Atatürk'e Başöğretmen sıfatı resmen verildi.

 

Atatürk'ün açtığı yolda, gösterdiği hedefe durmadan yürüdüğümüzü gösteren, her yıl değil her an hatırladığımız zamandır 24 Kasım.

Atatürk'ün başöğretmenliği ile kendi öğretmenliğimizi şekillendirdiğimiz ve gurur duyduğumuz gündür 24 Kasım.

Bazen toplum tarafından unutulsakta, öğrencilerimizin gözündeki mutluluğu gördüğümüz her gündür 24 Kasım,

Elinde kalemi ya da tebeşiri ile cehalete karşı savaş açan öğretmenin günüdür 24 Kasım

Bu toprakları al kanı ile sulayan ama arkasından nice eğitimli neferler yetiştirenlerin günüdür 24 Kasım

24 Kasım bu ve buna benzer bir çok şeydir öğretmen için...

 

Atatürk'in Başöğretmenliğinin Kabulü vesilesi ile başta Gazi Mustafa Kemal Atütürk'ü, çağdaş Türkiye'yi bize hediye eden herkesi saygıyla anıyor; bütün öğretmenlerimizin öğretmenler gününü en içten dileklerimizle kutluyoruz.

Okulumuz öğretmenerinden Fatma BOZDEMİR ve Uğurcan ŞEVİK'e bize bu mesleği neden seçtiğimizi ve severek yaptığımız anlatan MÜKEMMEL program için teşekkür ederiz...

 

Kas

EŞREF-İ MAHLUKATTIR İNSAN yani yaratılmışların en şereflisi, en asili, en saygı duyulanıdır...

Melek değildir ama salih bir kul olursa melekler bile gıpta ile (hayranlıkla) ona bakar...

Kur'an-ı Kerim'in yükünü peygamberin, sünnetini cinlerle birlikte taşıyabilecek  tek nefis sahibi canlıdır...

Akıl etmesi emredilen, doğruluk ile emir olunan necis ve kötü şeylerden uzak olması farz kılınan canlıdır..

 

Evet genç yukarıda sayılan bu kişilerden biri de sensin... 

İblis gibi Allah huzurundan kovulan da olmak, melekler tarafından hayranlıkla izlenen de sen olabilirsin...

İrade-i Cüziye (özgür iradenle) istediğin olabilirsin seçmek ve seçtiğin gibi yaşamak senin elinde...

 

Gençlere güzel öğütler veren panoyu hazırlayan FEYZA NUR ÖZKARABULUT öğretmenimize teşekkür ederiz...

Kas

Michael Faraday

 

22 Eylül 1791 yılında İngiltere'nin Londra şehrinde fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. O kadar zor bir hayat geçirdi ki uzun bir süre eğitim alamadı sadece temel okul eğitimi alabildi. 14 yaşında bir kitapçının yanında ciltleme işine başladı. Kitap ciltleme işi onun hayatını değiştirdi. Ciltlediği kitapları okuyarak kendini geliştirdi. Onun yaşadğı dönemde yeni bir icat olan elektriğe ilgi duymaya başladı. Ama onun çalışmalarının yoğunlaştığı yer bambaşka bir alan olacaktı.Humphry Davy'nin yanında çalışmaya başlayan Faraday burada kimya alanında çalışmalar yapmaya başladı.Buradaki çalışmaları sırasında: Bazı gazların sıvılaştılmasını sağladı, çelik üzerinde çalışmalar yaptı, mıknatısın kutuplarının arasındaki elektrik akımının olduğunu fark etti ancak formule edemedi. İlerleyen zamanda onun bulduğu ama yeterli eğitimi olmaması nedeniyle açıklayamadığı bu durumu formüle eden başka bir bilim adamı ondan aldığı ilhamla elektrikli motoru icat etti. Zenginliği önemsemeyen merak eden ve merağının peşinde koşan FARADAY bu tutkusunu hayatının sonuna kadar sürdürdü tıpkı diğer bilim insanları gibi..

 

Bilim bayrak koşusu gibidir; her bilim insanı kendinden önce aldığı bilgiyi daha ileri götürerek insanlığın gelişmesine katkı sağlıyor.

 

Aynı Canan DAĞDEVİREN gibi...

 

Ülkemizin yetiştirdiği önemli bilim insanlarından olan CANAN DAĞDEVİREN ile ilgili afiş çalışması yapan öğretmenimiz Hale KIROĞLU'na teşekkür ederiz.

Kas

1881-193∞

 

Savaştan çıkmış, açlıkla, hastalıla, fakirlikle, yoklukla ve yoksullukla mücadele eden bir milletin ZÜMRÜT-Ü ANKA KUŞU gibi küllerinden yeniden doğmasına vesile olan bir lideri saygıyla anıyor ve onu şu güzel sözleri ile yad ediyoruz:

 

Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir. (Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK)

 

Bu matem dolu gün için okul panosunu düzenleyen ve anma töreni hazırlayan öğretmenimiz Çelebi ÖZDEN ve anma töreninde görev alan öğrencilerimize teşekkür ederiz.

 

Ekm

Bir toplumu yetiştirmek için bir insanın duygularına dokunmak gerekir. Bir insanın kalbine dokunmak için ise bir çocuğun kalbini sevgi ile beslemek lazımdır. Sevgi ile öğrencilerini besleyen tüm öğretmenlerimize teşşekürlerimizi sunarız.

Bu gün ki kahvaltı etkinliğinde sevgilerini ve kahvaltılarını bizimle paylaşan başta Merve SİVRİKAYA olmak üzere bizi sınıflarına davet eden 6-A sınıfı Öğrencilerine çok teşekkür ederiz.

Ekm

Hz. MUHAMMED''in doğmu vesilesi ile MEVLİD-İ NEBİ etkinliğini kutladık... 

Eyl

Okulumuz öğretmenlerinden Hale KIROĞLU'nun 8-A sınıfı için hazırlamış olduğu mini şenliğe katıldık... Öğretmenimize ve öğrencilerimize teşekkür ederiz...